TÜRKİYE’ DE KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE CİNSEL İSTİSMAR İnsani Değerler ve Demokrasi sohbetlerinin bu haftaki konuşmacısı gazeteci yazar Sibel Hürtaş oldu. Gazeteciliğe 1998 yılında başlayan Hürtaş, değişik basın organlarında görev yaptı. 2014 yılından bu yana yazıları Washington merkezli Al Monitor Haber Portalında yayımlanan Sibel Hürtaş,2017 yılından bu yana ARTI TV Ankara Temsilciliği görevini sürdürüyor. İnsani Değerler Derneği konferans salonunda saat 14 te başlayan konferansın açılış konuşmasını İnsani Değerler Derneği ve Demokraside Birlik Vakfı Genel Başkanı olan Sayın Mehmet Bozdemir yaptı. Bozdemir, güncel konulara önem verdiklerini belirttikten sonra bugüne kadar Dernek ve Vakıf tarafından yapılan çalışmalar hakkında konuklara bilgi verdi. Bugün sohbeti yapılacak olan kadına yönelik şiddet ve cinsel istismar konusunun ülkemizde kötüye gittiğini belirten başkan, önemli olan iyi insan olabilmek dedikten sonra konuşmacı hakkında konukları bilgilendirdi. Teşrif ettikleri için Sibel hanıma teşekkür eden Bozdemir, genç gazeteci Sibel Hürtaş’ı başarılı çalışmaları ve aldığı ödülleri nedeniyle kutladıktan sonra, konferansı onurlandıran izleyicilere de teşekkür ederek sözü konuşmacıya verdi. Aşağıda ‘Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet ve Cinsel İstismar, konusunda derneğimize teşrif eden konuklara verilen konferansın bir özetini okuyacaksınız. ‘ Üzerinde duracağımız konunun başlığı çok kapsamlı. Biz gazeteciler olarak bu konuda yapılan iki araştırmanın sonuçlarını dikkate alıyoruz, zira bunlar güvenilir araştırmalar. Bu araştırmalar 2008 ve 2014 yıllarında yapılmış. 1995 yılında başbakanlık tarafından yapılan bir araştırma da var. Kadına yönelik şiddet sorunu siyasete bağlı bir sorun değil. Genel bir toplumsal sorun. İktidarlar bu konuda etkin bir mücadele yürütüyor mu, bu önemli. Her evlenmiş 10 kadından 4’ ü eşi tarafından fiziksel ve cinsel şiddete uğruyor. Bu şiddetin % 36 sı fiziksel, % 12 si cinsel şiddet. % 30 oranında da ekonomik konularda kadınlar şiddet görüyor, eşi tarafından çalışmasına izin verilmiyor veya parasına el konuluyor. Bu şiddetin yanında her kadın tarafından bilinmeyen duygusal şiddet var. Kadınlar arasında duygusal şiddete uğrayanların oranı % 44 düzeyinde. Bazı kadınlar bunun farkında bile değil… Bir aşamadan sonra söz yasaların uygulanmasına geliyor. Kadınlar mahkeme salonlarında uğradıkları şiddeti ifade etmekte zorlanıyorlar. Yasaların varlığı açısından çok kötü durumda olduğumuzu söyleyemeyiz. Türk Ceza Kanununda tecavüz ve cinsel istismar cezaları arttı. Ancak önümüzdeki günlerde yeni bir tasarı parlamentoya geliyor. Küçük kız çocuklarının evlenmesine olanak sağlayabilecek bu tasarı gerçekleşirse küçük kız çocuklara okula gitmekten mahrum kalacak. Çok iyi yasalar yapıldı ama bunların uygulamalarını göremedik. Kadınlara yönelik şiddet, yasalarla önlenemeyen bir sorun haline dönüştü. Neden erkekler şiddet uyguluyor? Bu soruya kadın ve erkekler farklı cevaplar veriyor. Erkekler, ailelerini suçluyor, iyi yetişememek neden olarak gösteriliyor. Alkol, aldatma ve namus algısı sebepler arasında gösteriliyor. Ekonomik açıdan iş bulamayan, hakkını arayamayan, sıkıntı yaşayan erkek evde şiddet uyguluyor. Bu durumu uzmanlar ‘erkeklik krizi, olarak isimlendiriyor. Cinayetler neden işleniyor? Toplumsal roller erkek ve kadınlar tarafından taşınamıyor. Bu sorunun temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorunu yatıyor. Erkeklerin işlediği cinayetlere indirim uygulanması da düşündürücü… Mevcut siyasi iktidarın kadını ev içinde tutan ve evin süsü olarak gösteren anlayışın hakim anlayış olması, kadının çalışması sorun olarak gören anlayış sorunu derinleştiriyor. Bazı iktidar mensubu siyasetçilerin kadını dışlayan söylemleri de olumsuz etki yapıyor. Bu söylemleri gündemi değiştirmek için yapılıyor sanıyorduk, kamu uygulamalarında gerçeğe dönüştüğünü gördük. ‘Kızlı erkekli evlerde yaşıyorlar, sözü üzerine zabıtaların bu evlere kontrole başlaması, kadınların özgürlük alanının kısıtlanması, mahkemelerde boşanmaların geciktirilmesi mağdur olan kadınların sayısını artırdı. Geçmişte Star TV de evlendiği iki kadına öldüren bir erkeğin tekrar evlenmek için ekrana çıkarılması, televizyonlarda yayımlanan evlendirme programlarında çok dikkatli olma gerçeğini gün yüzüne çıkardı. Mahkemeler, geçmişte‘Kadın Cinayetlerini Önleme Platformu, tarafından kendilerine iletilen 88 davaya müdahil olma talebini 5 davaya müdahil olma iznine düşürmesi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının da müdahil olma talebi gerektiği karşılığı göremedi. Bakanlık kadınlara yönelik şiddet konusunda ‘Şiddet Hattı, oluşturdu. Bu hatta şiddete uğrayan kadınlar için işlevsiz kaldı. Engelli bir kadının bu hatta yaptığı başvuruya kendisine ALO 153 e başvurması söylenmiş… Şiddete uğrayan kadınların çoğunun telefonu yok. Mevcut siyasi iktidarın bu soruna karşı etkili bir mücadele yürüttüğünü söyleyemeyiz. Şiddete uğrama biçimi değişiyor. Cezasızlık kültürü derinleşiyor. 2014 yılından sonra aile içinde eş, baba, kardeşten sonra dışarıda tanımadıkları erkekler tarafından da şiddete uğramaya başladı. OHAL sürecinde kapatılan derneklerin % 50 sini kadın dernekleri oluşturdu. Şiddete uğrayan kadınların dönüş yeri kendi aileleri. Ne var ki geri dönüşlerde anne veya babalarından gerekli desteği göremeyen kadınlar zor durumda. Sonuçta kendilerine yönelik şiddet konusunda gerekli desteği göremeye kadınların kendi adalet anlayışlarını kendilerinin uygulamaya girmesi de kabul edilebilir değil…, Konuşmasını tamamlayan Sibel Hürtaş, konuklara kendisini dikkatle dinledikleri için teşekkür etti. 10 dakikalık kahve, çay molası ardından karşılıklı soru cevap faslından sonra konferans saat 16:30 da sona erdi. İNSANİ DEĞERLER DERNEĞİ, ANKARA, 26.01.2019
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 364329
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.