VELİAHT PRENSE YA(P)TIRIM 

“İnsanın kaplan öldürmesine spor, kaplanın insan öldürmesine canavarlık diyoruz. Suç ile adalet arasındaki ayrım da bundan başka bir şey değildir.” (Bernard Shaw)

Dünyanın gözü önünde adice gerçekleştirilmiş bir cinayet. ABD de yaşayan ve orada çalışan bir gazeteci. Evlenmek için önceden aldığı randevu saatinde ülke konsolosluğuna girdikten sonra bir daha haber alınamayan, Suudi Arabistan vatandaşı ve rejim muhalifi birinin hunharca katledilmesine dünyanın seyirci kalması, ABD’nin istihbarat raporuyla ve devamında alınan yaptırımlarla tekrar gündem oluşturdu.

Cemal Kaşıkçı’nın kayboluşu ve başına gelenler doğrudan “Türkiye’nin egemenliği ve güvenilirliğiyle ilgili bir olaydır ve bu olay Türk yargısının yetki alanındadır” diyebiliriz. Sorumlular tespit edilmiş olmasına rağmen, Suudi Arabistan yetkililerinden iadesi istenmesine rağmen, “kendi içişleri sorunumuzdur, iadesi söz konusu değildir” cevabıyla talep reddedilmişti. Sonuç da; Arabistan’ın yargıladığı şahıslardan 5 i idama çarptırıldı. İnfazın akıbetini de kendileri bilecek. 

Diğer yandan ABD istihbaratı bu konudaki çalışmalarını tamamlayıp, rapor halinde sonuçları dünya kamuoyuyla paylaştı. Raporda, Veliaht Prens Selman'ın, Suudi gazeteciyi “yakalamak veya öldürmek için bir operasyonu onayladığını” ifadeleri yer aldı. ABD’de gazeteci Cemal Kaşıkçı’nıncinayetine ilişkin raporun yayınlanmasının ardından, Dışişleri Bakanı Antony Blinken,76 Suudi Arabistan vatandaşına yönelik yaptırım kararı alındığını açıkladı. Karar açıklanmadan iki gün önce, Arabistan’la yapılan üst düzey bir telefon görüşmesinin, olayların ne yönde seyredeceğinin göstergesi olmuştur.

Raporda; Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a doğrudan yaptırım uygulanmamasını, "Yaptırım kararları, Veliaht Prens ile bir çalışma ilişkisini korumak üzere tasarlanmış görünüyor, Hedef bağları koparmak değil ayarları yenilemek" diye değerlendirdi.

İşin özeti: Vahşice işlenmiş bir cinayetten ülkenin birisi maddi çıkarlar, diğeri de yönetiminin devamlılığını sağlamış oldu. Kısaca ABD’nin raporundan “testereye yaptırım, prense de yatırım” kararı çıktı. Işıd’ı dünyaya izah edememiş bir Müslüman camiasının bu olay karşısın da nasıl bir izahı olacak, düşünmek lazım. ABD de bu olayı çıkarları doğrultusunda yıllarca kullanacağını da unutmamak gerekir.

ADALET VE ADALETSİZLİK  (fıkra)

Yaşlı teyzeye sormuşlar; 

-Damadın nasıl iyi mi? Kadın gülümsemiş,

-Çok iyi, kızıma araba, ev her ne istiyorsa alıyor. Demiş. 

-Peki gelinin nasıl? diye sormuşlar. Burun kıvırmış.

-Oğlum çalışıyor, o yiyor.